Bugün son yıllarda kliniğimize çok yoğun başvurulan bir hastalıktan bahsedeceğim. Hem erkekleri hem de kadınları ilgilendiren bir rahatsızlık. Tıp dilinde infertilite adıyla bilinen kısırlık teşhisleri son yıllarda hızla arttı. İstatistiklere göre Türkiye’de ilk kez 1960’larda araştırılan infertilite (kısırlık) oranları yüzde 2 gibi bir rakamla kayıtlara geçmişti. Günümüzde ise yaklaşık yüzde 19 – yüzde 20’lere kadar ulaşan bir infertilite sorunuyla karşı karşıyayız. Bu korkunç sonuç ne yazık ki geleceğimizi etkileyebilir.
İnfertilite (Kısırlık) Nedir?
Yetişkin, erkek ve kadının bir yıl korunmasız ilişki yaşamalarına rağmen çocuklarının olmamasıdır. Bu şikayetlerle başvuran kişilerde kadın veya erkeğe bağlı olarak ‘döllenmede bir problem’ vardır. Buna yönelik araştırmalarımız başlamaktadır. Toplumumuzda önceden infertilite vakalarının sebepleri kadınlarda aranırdı. Fakat işin doğrusu, infertilite hem kadın hem de erkek kaynaklı olabilir, yani ikisinde de araştırılması gereken bir durumdur.
Kadınlarda infertilite nedenleri
Kadınlarda infertiliteye sebep olan etkenlerden biri hormonal bozukluklardır. Kadınlarda yaşanan hormonal bozukluklar, yumurtlama döngüsünü bozarak, yumurtlama olmasını ya da kaliteli yumurta oluşmasını engellemektedir.
Rahimde miyom veya yapısal bozukluklar, tüplerde ki tıkanıklıklarda kadınlarda ki diğer önemli infertilite nedenleridir. İnfertilite şikayetiyle bize başvuran kadınlarda yumurtlamanın halihazırda olup olmaması ve yumurtanın kalite derecesi de önemli. Tüm bunlardan aldığımız yanıtlara göre biz tedavimizi planlıyoruz. Bazen de hiçbir neden bulunmamasına rağmen uzun yıllar bebeği olmayan, çocuk hasreti çeken çiftler ne yazık ki var.
Erkeklerde infertilite nedenleri
Eskiden toplumumuzda erkekler, evlilik sonrası çocuklarının olmayışının genelde eşlerinden kaynaklandığını varsayarak tedavi olmayı asla düşünmezdi. Erkekler hala infertilitenin araştırılması ve tedavisine mesafeliler. Oysa infertilitenin yüzde kırk civarının erkek kaynaklı olduğunu biliyoruz.
Erkek infertilitesinin sebepleri arasında sıklıkla sperm sayısında azalma veya hiç olmaması (azosperrmi), sperm de yapısal bozukluklar, sperm hareketlerinde yavaşlık var. Varikosel, yani testis toplardamarlarının genişlemesi, geçirilen bazı hastalıklar ve kullanılan kimyasal bazı ilaçlarda yine infertilite nedenleri arasında. Alkol veya sigara kullanılması, günlük yaşanan yoğun stres ise erkek infertilitesini arttırıcı etki yapıyor.
İnfertilite nasıl tedavi edilir?
Modern tıpta infertilite nedenine göre yapılıyor. Hormonal kaynaklı ise hormon düzenleyici ilaçlar verilerek, yapısal bozukluklar da cerrahi müdahale ile çözüm aranmakta. Sonuç alınamazsa tüp bebek denenmekte.
Bize genelde yukarıda tedavilerin tümünü defalarca denemelerine rağmen yıllarca hamile kalamayan çiftler başvuruyor.
Bu hastalığa yaklaşırken, araştırılmamış sebepler arasında ‘Acaba yumurtalıkların kanlanmasında yumurtanın veya spermin beslenmesinde mi bir problem var?’ sorusunu dile getirerek, ona yönelik tedaviler de planladık.
Böylece yumurtaların daha iyi kanlanıp gelişmesine yardımcı olmaya başladık. O bölge iyi kanlandı, yumurtalar gelişti. Sonuçta şaşırtıcı bir şekilde ‘Artık çocuğu olmaz!’ denilen hastalarımızdan sonuç aldık.
Şunu hiç unutmamak gerekiyor: Eğer kadın ve erkekte yukarıda belirtilen nedenlerden herhangi biri yok ama yine de gebelik oluşmuyorsa neden o bölgenin düzgün kanlanamaması olabilir. Sadece üreme organlarının iyi kanlanmasını, sağlayarak kaliteli bir yumurta veya sperm oluşturulabilir.
Peki kanlanmayı nasıl sağlıyoruz?
Bazı bitkisel kürler, formüller bu konuda oldukça etkili.
Kısırlıktaki kadın ve erkekte ki diğer hormonal bozuklukları, yine hormonları düzenleyici gıda takviyeleri, bitkisel formüllerle dengelenebiliyor.
Bu bitkisel tedavilere, diğer geleneksel ve tamamlayıcı tıp yöntemlerinden hacamat ve sülük tedavisi ile destek verildiğinde infertilite (kısırlık) daha hızlı düzeliyor. Hacamat ile hem toksik maddeler vücuttan uzaklaştırılıyor hem de gebelikte önemli vücut bölgelerini aktive edebiliyoruz.
Ayrıca tıp camiasında şöyle bir algı var: “Eğer yaş ileri ise, özellikle 35 yaşından sonra mümkünse hamile kalmayın!” şeklinde uyarılar yapılmaktadır. Ben buna katılmıyorum! Eğer bir yumurta sağlıklı ise, sağlıklı bir sperm ile döllendiyse hamilelikte problem yaşanmaz!
Bizim önümüzde çok büyük bir örnek var! Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v) Hz. Hatice ile evlendiğinde eşi 40 yaşındaydı. Evliliklerinin ardından da 6 tane evlatları dünyaya geldi. Önemli olan kaliteli bir yumurta ve kaliteli bir sperm!
Peki infertilitede bağırsağın rolü var mı?
Tabi var.
İnfertilite (kısırlık) problemi yaşayan kişilerin birçoğunda ilave bağırsak şikayetleri de görüyoruz. Çoğu kalın bağırsaklarda geçirgenlik artışıyla ilgili. Artan geçirgenlik, bağırsaktan atılması gereken zararlı maddelerin vücuda geri alınmasına neden olmaktadır. Bu maddeler vücudun hangi bölgesinde birikirse ototoksikasyon ile o bölgede hastalık oluşturuyor. Eğer bu toksik maddeler genital organlarda birikirse yumurta ve sperm yapısındaki bozulma ve kısırlık görülür.
Yani kalın bağırsaklardaki kirlilik ve geçirgenlik artışı birçok hastalığa sebep olduğu gibi hastamızın kısır olmasının da ana sebebi olabilir O nedenle Kolon hidroterapi yöntemi ile bağırsak ve bedenin temizlenmesini infertilite tedavi programımıza ekledik. Böylece bağırsak geçirgenliği düzeliyor, toksik maddeler vücuda geri alınmıyor, detoksikasyon sağlanıyor. Sonuç olarak sağlıklı bir gebelik oluşuyor.
Kısırlığın (infertilitenin) tedavisi mümkün mü?
Hem erkeklerde hem de bayanlarda geleneksel ve tamamlayıcı tedavilerle kısırlık probleminin tedavisi vardır. Bu yöntemler günümüz tedavileri ile birlikte, belli bir düzen ve protokol içerisinde yapıldığında daha güzel sonuçlar alınabilir.
Dr. Mustafa Eraslan. Sağlıklı günler dileriz.