Fitoterapi doğru bitki, doğru ürün, uygun doz, uygun süre ve uzman kişiler tarafından uygulandığında güvenli ve etkili bir tedavi metodudur. Bitkisel tedavi ile ilgilide sayısız bilimsel çalışma vardır.
Hastalığa ve bitkideki etkene göre değişir. Genel olarak basit rahatsızlıklar ve vücudu destekleyici olarak bitkilerin bütününün kullanılması (çay, macun gibi) ancak kronik ve ağır hastalıklarda ekstre dediğimiz etken maddenin yoğun olduğu preparatların kullanılması daha uygundur.
Uzman bir hekime ilaç bitki etkileşimi için danışılmalı, bazen doz ayarlaması gerekebiliyor.
Çocuklar her an gelişmekte olan bir vücuda sahipler ve organlarının bu süreçte zararlı etkenlerden korunması gerekir. Hastalıklar olduğu kadar kimyasal ilaçlarda çocuğun hassas organlarına zarar verebilir. O nedenle bitkilerle tedavi bebekler ve çocukların hastalıklarında öncelikle tercih edilmelidir ve güvenlidir.
Yeni meydana gelmiş basit rahatsızlıklarda etkiyi daha çabuk görürüz (baş ağrısı, uykusuzluk, öksürük, gaz sancısı gibi. Ancak uzun süreli ağır hastalıklarda, vücudun kendini toparlaması zaman alır. 3- 6 ay gibi uzun bir süre tekrarlayan kürler gerekebilir.
Bir gün öncesinden sulu gıdalar tüketmek ve keten tohumu almak işlemin etkinliğini artırır.
Kolon hidroterapi ağrısız bir uygulamadır anestezi gerektirmez. İşlem esnasında hasta karında küçük kramplar hissedebilir. Bunun nedeni gaz veya katılaşmış gaita olmasıdır. Cihazın bağırsak boşaltması ile hemen geçer. İlk defa gelen hastalar korkarak geliyor, ancak işlemin umduklarından kolay olduğunu ve rahatladıklarını ifade ediyorlar.
İşlem FDA onaylı bir cihaz, 3 kez filtre edilmiş ve ısıtılmış su ve tek kullanımlık spekulum ve hortumlar ile yapılıyor. Dolayısıyla deneyimli personel uygun cihaz ile yapılan kolon hidroterapi güvenlidir.
Kabızlık, reflü, gaz şikayeti olanlar, sedef, egzema gibi cilt problemlerinde, vücut ve ağız kokusunda, obesitede, kronik yorgunluk, romatizmal ve alerjik rahatsızlığı olanlarda öncelikle yapılmalı.
40-60 litre arasında hastaya göre değişen miktarlarda su kullanılır.
Hastaların çoğunda katılaşmış gaitaların atımına bağlı işlem sonrası 2- 5 kilogram arası kilo kaybı oluyor. Uygun beslenme ile de bu devam eder.
Kalp yetmezliği, kontrolsüz hipertansiyon, böbrek yetmezliği, ağır anemi de yapılmaz. Hemoroid ve fissür ağrılı dönemde, crohn, ülseratif kolit, divertikülit’ün enfeksiyonun aktif olduğu dönemde iyileşene kadar bekliyoruz.
1 saatlik bir istirahatten sonra günlük yaşantıya dönülebilir.
Hastanın şikayetlerine göre değişebilir. Sağlıklı bir kişide yılda bir kez yeterli iken özellikle bağırsak problemi olanlarda 2-3 ayda bir birkaç seans gerekebilir.
Sağlıklı kalmak için bağırsak temizliği şarttır. Detoks amacıyla da yapılmalıdır.
Uygun yapılan hacamatta cilt üzerine yüzeysel çizikler atılır ve birkaç hafta içinde tamamen iyileşir.
Koruyucu amaçlı hacamat ilkbahar ve sonbahar geçişlerinde yılda 2 kez yapılır.
Rahatsızlık durumunda gün takibi gerekmez, her zaman yapılabilir.
Sırt, bel, bacak ve kafa olmak üzere 4 farklı bölgeden, hastanın rahatsızlığına göre uygun bölgelere yapılır.
2 yaşından itibaren yapılabilir.
Bardak çekmenin karşılığı tıpta kuru kupa olarak geçer. O bölgede kaslarda gevşeme ve kanlanmayı artırma gibi etkileri vardır. Ancak hacamatta toksik maddeler kan yoluyla dışarı atılır.
Sülük tedavisi esnasında hasta hafif bir kaşıntı haricinde acı hissetmez.Sülüğün salgısında ki ağrı kesici maddeler vardır.
Öncelikle uygulanacak sülüğün tıbbi sülük olması ve güvenilir bir yerden alınması gerekir. Uygulanacak bölgeye göre sülüğün boyutu seçilir.
Uygun şartlarda yapılmazsa, başkasına kullanılan sülük size kullanılırsa, temizliğe dikkat edilmezse enfeksiyon gelişebilir. Sık uygulanan sülükte de kansızlık görülebilir.
Her sülük 5 ile 15 ml kan emer.Bu miktarda halsizlik yapmaz.
Hastanın yaşına, ve uygulanacak bölgeye göre sayı değişmekle beraber tek seansta 5 -10 sülük kullanılır.
Kişi sigara içiyorsa, krem veya parfüm kullandıysa ya da cilt soğuksa tutunmayabilir. Cilt temizlenerek tekrar denenebilir.
Sülük genelde rahatsızlık olan bölgelere uygulanır. Ama sülüğün etkisini sağlayan biyoaktif maddeler kan yoluyla tüm vücuda ulaşır.